And Çetin
Değeri en az bilinen 3 otomobil markası

Değeri en az bilinen 3 otomobil markası

6 Şubat 2023'te gerçekleşen Gaziantep-Kahramanmaraş merkezli depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Umarım hem devlet hem de millet olarak, bu büyük felaketin yaralarını sarabilir ve olası tekrarında ortaya çıkacak hasarları asgariye indiren önlemleri alabiliriz.


'Değer' nedir, neden bilinmez?


Kimi markaların ısrarla muadillerinden pek çok açıdan üstün ürünler üretmesine, yahut en az onlar kadar iyi ürünleri daha uygun fiyata satmasına rağmen bir türlü hak ettiği satış rakamları ve statüye kavuşamamasının bazı temel sebepleri var. Bunların başında muhtemelen reklam ve pazarlama eksikliği, ya da bu alandaki mütevazı yaklaşım geliyor. Örneğin...

Geçtiğimiz haftasonu yayınlanan Super Bowl'un en çok ses getiren reklamlarından biri, RAM'in "Premature Electrification" adlı kampanyası oldu:

Bildiğiniz gibi Super Bowl, Amerikan futbolunun final maçı ve her sene 100 milyondan fazla insan tarafından izleniyor. Markalar bu sene yayıncı kuruluşa 30 saniyelik reklam başı 7 milyon dolar gibi bir ücret ödediler.

RAM'in reklamı gerçekten başarılıydı; tam elektrikli yeni pikap modelleri 1500 REV'i tanıtmak için ajans gayet muzip bir yol seçmiş. Gelgelelim şarj istasyonu bulma zorluğu, akıma bağlı olarak saatleri bulan şarj süreleri ya da bilhassa soğukta büzüşen menzil gibi, elektrikli otomobillerle ilgili temel problemlerden kaçını çözebilmiş RAM?

Peki ya hemen ardından gelen Jeep reklamına ne demeli; şu dağ başında karşılıklı şarj olan 4xe Cherokee ve Wrangler ile sonlanan maceraperest çalışmaya?

Siz (muhtemelen siz değil, otomobilleri daha uzaktan takip eden genel tüketici) ekranlarınızın karşısında, gerçek hayatta asla bulamayacağınız o hayali şarj istasyonununa doğru devekuşlarıyla yarışmanın hayalini kurarken, bakın Mazda sessiz sedasız kamera arkasında neler yapıyor.


Mazda


2-litre atmosferik benzinli, 186 PS @ 6000 d/d, 240 Nm @ 4000 d/d, ortalama 5.3 L/100 km. Konsept bir otomobilin değil, ulaşılamaz bir spor otomobilin hiç değil, Golf rakibi 3'ün standart motoru.

Lütfen yukarıdaki verileri bir kez daha gözden geçirin. Türkiye'de satılmıyor bile olsa, kaçımız şu muazzam mühendisliğin farkında? Böylesi verimli bir makineye herkes ulaşabiliyor olsa, daha da önemlisi herkesin bundan haberi olsa, çok daha pahalıya ve –üstte de bazılarını saydığımız– problemleriyle birlikte satılan elektrikli muadillerini kim aynı hararetle savunabilirdi?

Tabii, Mazda'nın sektördeki konumunun haksızlığını sadece bir motora ya da bir modele bağlayamazsınız. Fakat A'dan Z'ye tüm ürünlerinin sunduğu ortalama üstü sürüş keyfini, istatistiksel sounsuzluğunu, aldığı sayısız ödülle CX-5'i ya da MX-5 ve RX-8 gibi hem ikonik hem de ulaşılabilir spor otomobillerini göz önünde bulundurduğunuz zaman, 'Japon otomobili' denince neden Mazda'nın akla hep Toyota ve Honda'dan sonra geldiğini sorgular oluyorsunuz.


Skoda


Volkswagen grubundaki –belki de biraz fuzuli– kalabalığın kuşkusuz Skoda'nın tüketici nezdindeki imaj ve konumu üstünde payı büyük. Dikkatimiz devamlı olarak Golf'lere, Passat'lara, Seat'larla Cupra'lara ve her ay yenisi çıkıyormuş gibi görünen SUV ve crossover'larına kaymasa, belki de Skoda'nın standart bir ailenin tüm ihtiyaçlarını makul fiyata karşılamaya yönelik çaba ve bu konudaki belirgin başarısını daha fazla takdir etme fırsatımız olurdu.

Mk3 Octavia hariç kullandığım hiçbir Skoda tarafından hayal kırıklığına uğramadım, ki o bile kocaman ve kullanışlı kabin ile bagajı, son derece tutumlu motoru ve DSG şanzımanıyla geleneksel bir aile babasını fazlasıyla tatmin edebilen bir arabaydı. Öte yandan Yeti, bugüne dek kıymeti en az bilinen binek otomobil olarak tarihe geçmiş olabilir. Çeklerin çoğu modern SUV'unu henüz sürmediğim için, onlar hakkında yanılma hakkımı saklı tutuyorum.


Kia


Hyundai gurubunun önlenemez yükselişinden bu birader nasibini bir türlü alamıyor nedense. Hakikaten, şöyle bir arkanıza yaslanıp Korelilerin son 10-15 yılda nerden (Accent Era) nereye (Ioniq 5) geldiğine bir bakın. Bırakın otomotivi, herhangi bir sektörde bu kadar kısa bir sürede böylesi bir dönüşüm ve gelişimin örneğine rastlamak güç.

2021'de logosunu değiştirerek doğru bir adım atmış olsa da, Kia'nın adımları halen biraz yavaş kalıyor. Belki de burada, abisiyle aralarındaki ayrımın yeterince net olmaması rol oynuyor: Tam olarak neden Tucson yerine Sportage almalıyız? Belli değil.

Öyle ya da böyle, markanın her modelinde sunduğu 10 yıl/150.000 km'lik garanti, arabalarına olan güvenin açık bir göstergesi; Stinger da muhtemelen modern zamanların değeri en az bilinmiş otomobillerinden birisi. Yalnız not düşelim: Hyundai'yle paylaştıkları çift kavramalı şanzımanın ciddi sıkıntıları var, ve sözünü ettiğim DSG gibi 50 bin km'de bir mekatronik dağıtması değil. Son test ettiğim XCeed, yokuş çıkmaya başladığında bazen vites düşürmeyi unutup gaz emirlerine tamamen kayıtsız kalıyor, ya da yokuş aşağı geri vitese taktığınızda vitese geçmeyerek umarsızca öne kayıyordu.


Neden burda Subaru yok?


Teoman yüzünden.


Tabii bu çılgın Benoît'lı haricinde, 'değeri bilinmemiş arabalar' denince hemen herkesin aklına gelen ilk 3 markadan birinin Subaru olması, aslında tek başına bu listede yer almaması için yeterli bir sebep: Eğer hepimiz bu markayı bu kadar seviyor ve sayıyorsak, demek ki değerini de biliyoruz. Yok eğer elimizi cebimize götürüp bir tane almaya yeltenmiyorsak, onun sebeplerini ayrıyeten incelemek gerekiyor.

2 Yorum

  • And  |  1 yıl önce
    Yeti'siz bir 'underrated' listesi düşünemiyorum :) Makyajlı hali hiç de fena durmuyor ama değil mi? Bilmukabele Can. Bunca zaman sonra halen takip ettiğiniz, daha da önemlisi önemsediğiniz için minnet duyuyorum.

  • Musa can koca  |  1 yıl önce
    Yine yeti 😀 geçiyor, sırf senin yüzünden tasarımını çok sevmesemde hala alıp deneyesim geliyor , çok özlüyoruz seni, heralde turkiyede değeri bilinmemis, ve hatta uzun sürede bilinmeyecek bir insansın, umarım ara arada olsa görürüz ve yazılarını okuruz, umarım mutlusundur

Yorum Bırak