And Çetin
Dönüşüm/proje araçların arka planı

Dönüşüm/proje araçların arka planı

Yayınlarda zaman zaman sorduğunuz bir başka otomobil 'türü' de, proje araçlar: Yani orijinalinin neredeyse yarı fiyatına bulunabilen ve ürün gamındaki giriş seviyesi bir modelin, en güçlü versiyona dönüştürülmüş hali (320i > M3, gibi).

Bu tarz ilanları değerlendirirken sormamız gereken iki soru var:

  1. Dönüşüm sonucu ortaya çıkan otomobil, mekanik ve geri bildirim anlamında orijinaline ne kadar yakın oluyor?
  2. Bu dönüşüm nasıl gerçekleşiyor; donör araç ile motor, şanzıman vb. parçalar ne şekilde tedarik ediliyor?

İlk sorudan başlayalım ve en yaygın örnek BMW'ler olduğu için, oradan devam edelim. Halk arasında M'lerle standart modeller arasındaki farkların –tampon, jant, iç mekan vb. görseller yanında– motor, şanzıman, fren ve süspansiyondan ibaret olduğu gibi bir yanılgı var. Halbuki bu arabalar M haline gelirken çok daha kapsamlı bir şekilde, şasiye kadar elden geçiriliyorlar ve ortaya yalnızca daha güçlü ve iyi yol tutan değil, aynı zamanda daha rijit ve çevik bir araç çıkıyor. Ayrıca, çoğu zaman M'ler standart modellerden biraz daha ağır oluyorlar ama, aslında değişen parçaların artırdığı kütleyi bertaraf etmek adına ciddi hafifletme çalışmaları yapılıyor. Birkaç örnek verelim:

  • E30 ile E30 M3 sadece far, ön panjur, yan camlar ve bazı iç mekan parçalarını paylaşıyor.
  • F30 ile F80'in ön takımı, birbirinden tamamen farklı.
  • E92 M3'ün tavanı karbonfiber.
  • Hemen hepsinin direksiyon sistemi ve oranı değişik; örneğin Z4 M'de, standart modellerdeki elektrikli yerine hidrolik direksiyon kullanılıyor.

Elbette hiçbir dönüşüm, bu denli detaya girilerek yapılmıyor zira Borusan'dan tüm orijinal parçalar sipariş edilmeye kalkılsa, yarı fiyatını bırakın, proje aracın maliyeti orijinalini geçerdi.

Kişinin kullanım amaç ve tarzına göre, bu 'detaylar' bir önem arz etmeyebilir; beklenti büyük oranda görsellik ve düz yol performansıysa, bu otomobiller bize büyük oranda aslının keyfini sunabilir. Ancak bu noktada da ikinci soru, yani işlemin meşruluğu devreye giriyor.

Bu işi usulüne uygun bir biçimde, kayıtlı, gerekli tüm fatura ve evrakları sunarak yapanları tenzih ediyorum. Ancak piyasadaki çoğu dönüşüm araç, aşağıdaki süreçlerden bir ya da birkaçından geçerek ortaya çıkıyor:

  • Bulgaristan ya da Gürcistan'dan yabancı bir vatandaş, orijinal M modelini Türkiye'ye getiriyor. Bu otomobiller de o ülkeye genelde ABD'den ithal edilmiş oluyor.
  • Donör araç sökülüp, gerekli bileşenler kazalı ama tramersiz bir araca aktarılıyor, kalanı çıkmacılara satılıyor.
  • Kalan boş (yurtdışından gelen) şasi hurdaya atılıyor, getiren kişiye sorulduğunda "aracım çalındı" diyor.
  • 'Stok affı' kapsamında, faturasız-kayıtsız bu motor, EGM'den motor numarası alıp ruhsata işletilebiliyor.
  • Alternatif olarak, standart araçla Gürcistan/Bulgaristan'a gidip orada da aynı işlem yapılabiliyor; parçalar donör M'den, götürülen araca aktarılıyor. Sınırda kontrol plaka ve şasiden yapıldığı, motor kontrolü olmadığı için de, geri girişte sorun çıkmıyor.
  • Dönor aracın geçmişi meçhul olduğu gibi, üzerine aktarılan araba da genelde bitik/ağır hasarlı/km düşürülmüş seçiliyor, maliyetin düşürülebilmesi adına. Şasinin düzgün olması yetiyor.
  • Dönor aracın beyni takılmak zorunda olduğu için, dönüşüm otomobilin gerçek kilometresi de bilinmiyor. Yeter ki dönor aracın km'si son muayeneden yüksek olsun: Örneğin, 120 bin km'deki araba en son 2 sene önce 80 bin km'deyken muayeneye girmiş, dönor araçsa X kilometrede. Beyin yeni araca takılıp kilometre 90 bine çekiliyor.

Henüz devletin bu yasadışı uygulamaya bir müdahalesi yok ancak ileride, bu şekilde yaratılmış tüm dönüşüm araçlar alınacak tek kararla trafikten men edebilir.

Kaynaklar

4 Yorum

  • MTZ  |  2 hafta önce
    İşin en düzgünü 2 aracı da şaseye kadar soyup tüm parçaları diğerine geçirmek. Böyle olduğunda kimse direksiyon hissi , rijitlik vs bir şey diyemez. Araba tamamen aynısı olur. Ama böyle olduğunda da dönüşümün yasallık konusunda sıkıntılar oluşabilir. O iyi araştırılmalı.

  • Ahmet  |  1 ay önce
    Saygıdeğer hocam mükemmel bir konuya değinmişsiniz özellikle son cümle de yazdığınız men etme olayı ciddi önem arz ediyor. Diğer önemli husus ise aracın istenilen şekilde toplanmaması. Ülkemizde bu olayı hakkıyla yapan pek olmasa da böyle araç almak isteyen insanların kesinlikle aracı kimin topladığını araştırıp üzerine gitmesi gerekiyor.

  • Ahmetcan  |  1 ay önce
    Çok doğru noktalar. Görünüşte aynı gibi görünen bu araçların arkaplanda çok daha fazla farkları olabilir. Tatmin edebilir, ama yine de “o” araç olmaz. Günün sonunda daha mutlu bir şekilde, bir “bulldog” sahibi olunabilir. Tercihtir. Eline sağlık abi, güzel bir rehber olmuş konuyu anlamak adına.

  • Devran  |  1 ay önce
    Abi bence en önemli şey şase meselesi sonuçta bir performans modelini diğer araçlardan ayıran en önemli şey şase yoksa bugün 200 beygirlik bir araba bile üç işlemle 400 dayanıyor

Yorum Bırak