
En büyük düşmanınız
Kuşkusuz hafızamda en fazla yer bırakan ve içinden en fazla alıntı not ettiğim kitaplardan biri, Ryan Holiday'in Ego is the Enemy adlı eseridir. Eğer şu an kendinizi son derece başarılı ama çevresi onlarca düşmanla çevrili biri olarak görüyorsanız, size acil tavsiyem, en kısa zamanda bu kitabı elinize geçirip hatmetmenizdir.
Eğer sözlüğü karıştırırsanız, karşınıza "bir insanın kendine verdiği önem ve özgüven duygusu" gibisinden bir tanım çıkar. Bense şu şekilde tanımlamayı tercih ederdim:
Ego, korkularınızı bertaraf etmek için insanlarla aranıza kurduğunuz bilinçaltındaki bir duvardır: Bu yanda kulağınıza ne kadar müthiş biri olduğunuzu fısıldarken öte tarafta, insanları yargılayarak sizden uzaklaştırır.
Yani egonun besini korku, zırhı –sahte– özgüven, silahıysa yargılamadır.
Sorun şu ki, egosu tarafından yönetilen bir insan, neredeyse kesin olarak bunun farkında değildir. Onun için eleştiriler birer saldırı, övgülerse asla yeterli gelmeyen birer onaydır. Kişi kendi zihninin içine öylesine hapsolmuş, kendi yarattığı imaja öylesine inanmıştır ki, çevresinde olup biteni ya da sosyal çemberi dahilindeki insanların duygu ve düşüncelerini analiz etmekten acizdir. İşte en büyük problem de burada baş gösterir:
Aslında kimsenin umrunda değilsiniz
Meşhur bir söz vardır:
İnsanlar ne kadar bildiğinizi umursamaz; ta ki onları ne kadar umursadığınızı bilene kadar.
Tabii bir de şu var:
Özgürlüğünüz, kimsenin sizi düşünmediğini fark ettiğiniz gün başlar.
Mesleğiniz ne olursa olsun, kendinizi diğer insanlardan üstün görmenin ve çevrenizden izole etmenin sonu mutlu bitmez. Gerçekten muadillerinden çok üstün bir iş çıkartıyor olabilirsiniz; belki de hakikaten onlardan daha yakışıklı, akıllı ve eğitimlisiniz. Fakat bunların hiçbirini, kimseye zorla kanıtlayamaz ya da kabul ettiremezsiniz.
Kendi yolunuza taş koymayın
Bu tür bir üstünlük gösterisi, en masum eleştiride kendini savunma dürtüsü ya da tasvip etmediğini yargılama adeti, çok kısa süreliğine incinmenize engel olabilir ya da hevesinizi tatmin edebilir. Ancak uzun vadede yapacağı tek şey sizi sevilmeyen, yalnız bir insana dönüştürmek olacaktır. Siz kendinizi dev aynasında görüyorsunuz diye başkaları da aynı kanıya varmayacak, ve yargıladığınız insanlar muhtemelen asla değişmeyecek; kabullenin.
Halbuki hayatta, aynı çabayı sarf ederek çok daha başarılı olabilirsiniz. Tek yapmanız gereken aklınızdan çıkıp, kendinizi 'an'a bırakmak ve çevrenize dikkat kesilmek. İnsanları can kulağıyla dinlemek, sözlerinin ardında yatan gizli korku, endişe ve arzuları keşfetmek. İsimleri hatırlamak, doğumgünlerini not etmek. Ve en önemlisi, en acımasız eleştiriyi bile alttan almak, en küçük gördüğünüz insanı bile yeri geldiğinde baş tacı etmek.
0 Yorum