
Bir yıldız kayması: Mercedes
Otomotiv sektöründe prestiji ve marka değeri Mercedes kadar yüksek bir başka firma bulmak zor. 1926'da kurulan Mercedes-Benz'in, Stuttgart'daki 9 katlı müzelerinde de görkemli bir biçimde sergiledikleri tarihi, üstün başarılar ve devrimsel yeniliklerle dolu. Uzun yıllar, bilhassa S sınıfında ilk kez kullandıkları teknoloji ve donanımlar, sonraki senelerde diğer markalar tarafından benimsenerek ve daha ulaşılabilir modellerde de yerini alarak, sektör standardını belirler oldu.
Ne var ki, takriben 2015'ten bu yana marka radikal bir dönüşüm içerisinde. Otomobillerin gitgide dijitalleşmesi, elektrikli araçlara geçişin hızlanması ve yükselen maliyetler, kaliteli ama geleneksel arabalar üreten ve müşterilerinin yaş ortalaması devamlı yükselen Mercedes'i köşeye sıkıştırdı ve birtakım riskli kararlar almalarına yol açtı. Bir zamanların 'aşırı mühendislik' ve dayanıklılıkla eşanlamlı markası son yılarda trim sesleri, işçilik kusurları, Renault motorları ve hem mekanik, hem de elektronik arızalarıyla anılır oldu.
Türkiye'de de hemen her modeli, sözkonusu rakiplerinden ortalama %10 daha pahalıya satılan bu markayla ilgili şikayetler her geçen gün artıyor. Mercedes'in vahim biçimde düşen üretim kalitesini ve beraberinde getirdiği problemleri, dört kategoride değerlendirebiliriz:
1 . İşçilik ve malzemeler
Alıştığımız ve saygı duyduğumuz Mercedes'lerle güncel modelleri arasındaki en büyük uçurum, kabinlerinde kendini gösteriyor. Birkaç senedir sosyal medyada her yerinden çatır-çutur trim sesleri çıkan Mercedes videoları çekmek trend haline geldi. Asıl çarpıcı olansa, yerine tam oturmayan, piyano siyahı veya alüminyum ya da ahşap görünümlü bu cılız plastik aksamların, üst segment modellerde de yaygın bir şekilde kullanılması.
Markanın bu konuda geldiği noktanın en güncel göstergesi, W206 C sınıfının güneş altında bir süre bekledikten sonra çerçevesinden ayrılan orta ekranı.
2 . Motor arızaları
Bir önceki nesil W205'in makyaj öncesi C200d modelinde kullanılan, OM626 kodlu ve Renault'nun R9M ünitesini baz alan, 136 beygirlik 1.6-litre dizel motorun 100–150 bin km arası piston ve blok kırdığından daha evvel bahsetmiştik.
Bu problemde kabahat genelde Fransızların üstüne atılmış olsa da, Mercedes'in kendine ait, downsizing mağduru ve hafif hibrit destekli benzinli motorlarında da son yıllarda artan sıkıntılar söz konusu. Özellikle, gene güncel C200'lerde yaygın olarak yer alan, M264 kodlu, 205 hp'lik 1.5-litre üniteler, üretim hatası sonucu henüz 10–20 bin gibi son derece düşük km'lerde arızalanıyor ve motor değişimine gidiliyor.
Satılık C200 ilanları arasında da bu şekilde, 360 bin TL gibi bir tutarla motoru yenilenmiş örnekler mevcut. Tramer işlemesinin sebebi, araç sahiplerinin şikayetlerini –önceki örnekte olduğu gibi– yeterince yüksek sesle dile getirmediği durumlarda Mercedes'in arızayı kullanıcı hatası olarak değerlendirip garanti dışı bırakması.
Keza 2022 Mercedes C200 short videomun altında da benzeri şikayetler dile getirildi.
3 . Yazılımsal sorunlar
Modern Mercedes'lerde ekran kapanması/donması, CarPlay'i etkin kullanamama, sürekli çıkan arıza bildirimleri gibi problemler son derece yaygın fakat müşterilerin en büyük şikayeti, 'Me Connect'e dair. Bu uygulama, internet bağlantısını ve ona bağlı olan yazılım güncellemesi, dinamik rota hesabı ve uzaktan erişim gibi birtakım kilit özellikleri aktif hale getiriyor.
BTK, 2019 yılında araçların internet kullanımına güvenlik gerekçesiyle kısıtlama getirmişti. 2023 yılında uygun koşulları sağlayan otomobil firmaları için internet erişimine yeniden izin verildi. Ancak Mercedes-Benz Türkiye, altyapı çalışmalarını gerekçe göstererek bu süreci geciktirdi ve 2022-2024 arası E180, EQE, S ve EQS serisi modelleri satarken müşterilere Me Connect'in yakında etkinleştirileceği sözünü verdi.
Marka, Ağustos 2024'te bu uygulamayı yeniden açtığını duyurmasına rağmen, bu araçları satın alan hiçbir müşteri uygulamayı çalıştıramadı, internete bağlanamıyor, halen de açılmasını bekliyor. Durumun detaylarını burada ve aşağıdaki yorumlarda okuyabilirsiniz.
Bir diğer güncel haber, EQA ve EQB 250+ modelleriyle ilgili ve bu kez Türkiye'ye mahsus değil. 2021-2024 arası üretilen 33.705 araç yangın riski sebebiyle servise çağırılıp BMS (batarya yönetim sistemi) güncellemesi yapılacak, fakat:
- Şarj hızı düşürülecek, %10-80 süresi 34 dk’dan 44/49 dk’ya yükselecek.
- Batarya kapasitesi %5-11 arası düşürülerek menzilleri 50 km civarında azaltılacak.
- 70,5 kWh yeni bataryaya sahip modeller böylece eski 66,5 kWh versiyondan daha düşük performans göstermiş olacak.
4 . Servis ilgisizliği
Tüm bu sorunlara ve kalite düşüşüne rağmen, eğer satış sonrası hizmet 'premium' olsaydı, marka imajına ödenen ek para kendini haklı çıkarabilirdi. Ne var ki Türkiye'deki Mercedes-Benz yetkili servisleri, müşteri memnuniyeti konusunda da sıklıkla sınıfta kalıyor.
Bunun da en çarpıcı örneklerinden biri, Vito'sunu havalandırma sistemindeki basit bir problem nedeniyle defalarca Has Otomotiv'e götürmesine rağmen sorunu 6 ay boyunca çözül(e)meyen ve sonunda servis çalışanlarının kayıtsızlığına dayanamayıp aracını parçalayan müşteri.
9 Yorum